Martin Eden Konusu ( Kitap Özeti )
Martin Eden kitabının anakarakteri olan Martin, önceleri işçi sınıfına mensup, Ruth Morse’a aşık olduktan sonra ise yaşamı değişen ve ona layık olmak amacıyla kendini geliştirip yazar olan bir denizcidir. Bilgi öğrenme arzusu bir vakit sonra onu değişik türlerde onlarca eser veren bir yazar yapacaktır. Önceleri yayınevleri ve dergiler Martin’in çalışmalarını ısrarla sıksık olarak reddedecek fakat Martin’in ışığı okurlar doğrulusunda keşfedildiğinde Martin bir hayli varlıklı olacak ve etrafındaki herkes aniden ona ilgi göstermeye başlayacaktır. Çok zorlu yollardan geçerek sonucunda istediğine, hedefine ulaşmıştır ama bundan sonra hiçbir şey hissetmemeye başlamıştır. Burjuvazinin gerçek yüzünü görmüş, şimdilik yontulmamış biriyken gözünde yücelttiği insanların aslında ne olduklarını anlamıştır. İnsanların yalnızca içersinde bulunulan vakte ve hale bağlı olarak kendisine ilgi gösterdiğini gördükten sonra geldiği yerdeki, işçi katagorisindeki insanların onu yalnızca o bulunduğu amacıyla sevdiğini hatırlamış fakat vardığı farkındalık seviyesiyle kendisine işçi katagorisinde da yer bulamamıştır. Bu düşünceler onu ait bulunduğu yere, denizlere götürerek yaşamdan koparacaktır.
20. yüzyılın ilk haftalarında Oakland’da hayat sürdüren Martin Eden, kendini geliştirme ve eğitmeye dönük tutkusuyla okumuş, elit kesim arasına girmeye ve işçi sınıfının hayat şartlarından/kısıtlamalarından kurtulmaya çalışmaktadır. Bu arzusundaki asli motivasyonu ise bir burjuva ailesinden olan Ruth Morse’a olan aşkıdır. Eden işçi katagorisinden kaba ve eğitimsiz bir denizci olduğundan, eğitimli bir burjuva aileden gelen Ruth ile beraber olması, aile ile eş değer bir eğitim seviyesi ve zenginliğe erişmeden imkânsızdır.İki yıldan uzun bir vakit vakitsince Eden, sevdiği kız Ruth’a başarmasına az kaldığını söyler ve bu başarı gerçekleşmeden çok kısa bir vakit evvelce de bundan sonra sabrı kalmayan Ruth doğrulusunda reddedilir. Öncesinde kendisini dışlayan yayınevleri ve burjuvanın dikkatini çekmeye başlamış olsa da Eden bundan sonra onlara kin beslemeye başlamış ve bütün bu mücadelesi ve karşılıksız aşkı nedeniyle bitap düşmüştür. Başarısının tadını çıkarmak yerine sessiz bir umursamazlığa bürünen Eden, insanların kendine verilen değerin kendisi ya da yaptığı işten değil, kazandığı şöhretten kaynaklandığını düşünmektedir.
Roman, başkahraman Eden’in boğularak intihar etmesiyle son bulur. Roman otobiyografik özellik taşıdığından ötürü kimileri, Jack London’ın ölümünün de gerçekte bir intihar olduğunu düşünmektedir.